1475 sayılı İş Kanunu'nun 14.maddesine göre işçi muvazzaf askerlik sebebiyle işten ayrılması durumunda kıdem tazminatına hak kazanır. İş akdinin gerçekten askerlik sebebiyle feshedildiğinin işçi tarafından kanıtlanması gerekir. Askerlik sevk belgesi ile işverene başvuran işçi bu hususu kanıtlamış sayılır. İş akdinin işveren tarafından da aynı sebeple feshedilmesi durumunda işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
İş akdinin muvazzaf askerlik sebebiyle feshedilmesi akabinde aradan uzun bir süre geçmesine rağmen askere gitmemiş olan işçinin iş akdinin muvazzaf askerlik sebebiyle feshedildiğinin kabulü mümkün değildir. Fesih tarihi ile askere gitme tarihi arasında makul bir süre olmalıdır. Makul süre her olayda ayrıca değerlendirilmedir. Ancak Yargıtay'a göre "Davacının işyerinden ayrıldıktan 14 ay sonra askere gittiği anlaşılmaktadır. Aradan geçen bu uzun süre dikkate alındığında iş akdinin muvazzaf askerlik nedeniyle bozulduğunun kabulü mümkün değildir."
İşçinin askerlik sebebiyle işten ayrılıp daha sonra askere gidene kadar başka yerde çalışması durumunda yine feshin muvazzaf askerlik sebebiyle yapıldığı kabul edilemez ve bu durumda kıdem tazminatına hak kazanılamaz.
Yargıtay'ın yerleşmiş içtihadı işçinin ihbar sürelerine uymaksızın muvazzaf askerlik sebebiyle iş akdini feshedebileceği yönündedir. Muvazzaf askerlik sebebiyle işten ayrılma durumunda ihbar tazminatından söz edilemez.
Askerlik sonrasında işçinin aynı işyerinde çalışması durumunda ilk dönem tasfiye edilmemişse iki çalışma süresi birleştirilebilir. Ancak ikinci çalışma döneminde iş sözleşmesi nasıl feshedilirse edilsin ilk dönem için kıdem tazminatının ödenmesine hak kazanmış olan işçi işbu alacağını isteyebilecektir.